ihya.org

Minare kandili

Mevlid Gecesini İhya Ederken Çocukları Unutmamak Gerekir

Aslında Mevlid Kandili’ni ihyâ ederken ailenin sadece büyüğünü, yahut küçüğünü hesaba katmak yanlıştır.

Aile, beyi, hanımı, çocuğu ile bir bütündür.

Mevlid kelimesinde “doğum” mânası vardır.

Kandil kelimesinde de, belli günlerde yakılan aydınlık mânası bahis mevzuu.

İkisini bir araya getirip de Mevlid Kandili dediğimizde, Resûlüllah’ın doğum gecesinde minarelerde yakılan kandiller hâtıra gelmektedir.

Müslümanlar, her sene Rebiü’l-evvel ayının on ikinci gecesine giriş teşkil eden geceyi dinî merasimlerle ihyâ eder, farklı bir huzur ve neş’eyle tes’id etme titizliği gösterirler.

Minarenin kandili

Hattat Yesarizade fırtınalı bir akşam Boğaziçinden kayıkla geçişini şöyle anlatıyor.

-İftara gidiyordum. Deniz dalgalı olduğundan geciktik. Yolda iftar topu patladı. Yanımda yiyecek olmadığından çubuğu tutun yakıp orucumu açmak istedim. Ruzgar öyle serttiki bir kutu kibrit tukettiğim halde çubuğunu yakamadım. Allah inandırsın dalgalar kayığı kaldırdığı zaman Ortaköy camii minaresinin kandillerine kadar çıkıyorduk. Dinleyenlerden biri bukadar atmaya dayanamayıp:

Aman ustad dedi oraya kadar çıkmışken ne diye çubuğunuzu kandillerden yakmadınız?

Top