Mevlid Gecesini İhya Ederken Çocukları Unutmamak Gerekir
Mevlid Gecesini İhya Ederken Çocukları Unutmamak Gerekir
Aslında Mevlid Kandili’ni ihyâ ederken ailenin sadece büyüğünü, yahut küçüğünü hesaba katmak yanlıştır.
Aile, beyi, hanımı, çocuğu ile bir bütündür.
Mevlid kelimesinde “doğum” mânası vardır.
Kandil kelimesinde de, belli günlerde yakılan aydınlık mânası bahis mevzuu.
İkisini bir araya getirip de Mevlid Kandili dediğimizde, Resûlüllah’ın doğum gecesinde minarelerde yakılan kandiller hâtıra gelmektedir.
Müslümanlar, her sene Rebiü’l-evvel ayının on ikinci gecesine giriş teşkil eden geceyi dinî merasimlerle ihyâ eder, farklı bir huzur ve neş’eyle tes’id etme titizliği gösterirler.
Kandillerle donatılan camiler bu niyetle dolar, taşar....
Neler yaparlar?
Geceyi bir kendi açılarından, bir de çocukları açısından düşünürler.
Kendi açılarından düşünürken ibâdetleri, çevredeki konu komşuya yardımları, çeşitli iyilikleri hatırlar, farklı bir yardım anlayışında olurlar.
Çocukları açısından ise, çok dikkatli olurlar. Mâsum dimağlarda gecenin güzel bir hatıra olarak kalmasını temin edecek çarelere başvururlar.
Nitekim o günde çocukların sevineceği şeyler alırlar, hoşlarına gidecek sohbetler tertip ederler, gecenin, zihinlerinde tatlı bir hâtıra olarak kalmasını temin ederler.
Bunun ikisini de Mevlid Kandili’ni ihyâ mânası içinde yer alan tutum olarak mütalâa etmek gerekir. Nitekim çocuklarımıza bu alâkayı göstermediğimiz içindir ki, onları çalmak, yabancı ideolojilere bağlamak daha kolay hâle gelmektedir.
Hazret-i Ali (Radıyallahü Anh) buna pek veciz bir cümle ile şöyle işaret etmiştir.
Der ki:
— Allimû evlâdeküm, li-zemâni gayriküm!
—Çocuklarınızı kendi zamanınıza göre değil, onların zamanına göre yetiştirin.
***
Demek ki, ilerde mâruz kalacakları telkinleri düşünecek, daha çocuk yaşta iken fitnelere mukavemet edecek bilgi ve imanla techiz edeceğiz. Etmezsek, şimdi olduğu gibi olur. Dindar babanın ihmal edilmiş evlâdı, yabancı ideolojilere kurban olmaktan zor kurtulur, yahut da hiç kurtulamaz...
Aslında Mevlid Kandili’ni ihyâ ederken ailenin sadece büyüğünü, yahut küçüğünü hesaba katmak yanlıştır. Aile, beyi, hanımı, çocuğu ile bir bütündür.
Öyle sanırım ki, ebeveynler, aile fertlerinin hepsine hitap edebilen neşriyatı ihmal etmez, her birisi kendisine hitap eden kısmı okuyarak kendini techiz ederse(donatırsa); herhalde asrî fitnelere mukavemet edecek bilgiyi elde eder, imanî ve İslâmî hayatını korur.
Kandil gecelerini ihyâ etme zevkini ruhunun derinliklerinde tatlı bir meşguliyet olarak duyar...
Kandil gecesinde imanî duyguları kuvvetlendiren eserler okuyup imanda inkişaf etmek, en güzel ihyâ hareketlerindendir.
Aile, beyi, hanımı, çocuğu ile bir bütündür.
Mevlid kelimesinde “doğum” mânası vardır.
Kandil kelimesinde de, belli günlerde yakılan aydınlık mânası bahis mevzuu.
İkisini bir araya getirip de Mevlid Kandili dediğimizde, Resûlüllah’ın doğum gecesinde minarelerde yakılan kandiller hâtıra gelmektedir.
Müslümanlar, her sene Rebiü’l-evvel ayının on ikinci gecesine giriş teşkil eden geceyi dinî merasimlerle ihyâ eder, farklı bir huzur ve neş’eyle tes’id etme titizliği gösterirler.
Kandillerle donatılan camiler bu niyetle dolar, taşar....
Neler yaparlar?
Geceyi bir kendi açılarından, bir de çocukları açısından düşünürler.
Kendi açılarından düşünürken ibâdetleri, çevredeki konu komşuya yardımları, çeşitli iyilikleri hatırlar, farklı bir yardım anlayışında olurlar.
Çocukları açısından ise, çok dikkatli olurlar. Mâsum dimağlarda gecenin güzel bir hatıra olarak kalmasını temin edecek çarelere başvururlar.
Nitekim o günde çocukların sevineceği şeyler alırlar, hoşlarına gidecek sohbetler tertip ederler, gecenin, zihinlerinde tatlı bir hâtıra olarak kalmasını temin ederler.
Bunun ikisini de Mevlid Kandili’ni ihyâ mânası içinde yer alan tutum olarak mütalâa etmek gerekir. Nitekim çocuklarımıza bu alâkayı göstermediğimiz içindir ki, onları çalmak, yabancı ideolojilere bağlamak daha kolay hâle gelmektedir.
Hazret-i Ali (Radıyallahü Anh) buna pek veciz bir cümle ile şöyle işaret etmiştir.
Der ki:
— Allimû evlâdeküm, li-zemâni gayriküm!
—Çocuklarınızı kendi zamanınıza göre değil, onların zamanına göre yetiştirin.
***
Demek ki, ilerde mâruz kalacakları telkinleri düşünecek, daha çocuk yaşta iken fitnelere mukavemet edecek bilgi ve imanla techiz edeceğiz. Etmezsek, şimdi olduğu gibi olur. Dindar babanın ihmal edilmiş evlâdı, yabancı ideolojilere kurban olmaktan zor kurtulur, yahut da hiç kurtulamaz...
Aslında Mevlid Kandili’ni ihyâ ederken ailenin sadece büyüğünü, yahut küçüğünü hesaba katmak yanlıştır. Aile, beyi, hanımı, çocuğu ile bir bütündür.
Öyle sanırım ki, ebeveynler, aile fertlerinin hepsine hitap edebilen neşriyatı ihmal etmez, her birisi kendisine hitap eden kısmı okuyarak kendini techiz ederse(donatırsa); herhalde asrî fitnelere mukavemet edecek bilgiyi elde eder, imanî ve İslâmî hayatını korur.
Kandil gecelerini ihyâ etme zevkini ruhunun derinliklerinde tatlı bir meşguliyet olarak duyar...
Kandil gecesinde imanî duyguları kuvvetlendiren eserler okuyup imanda inkişaf etmek, en güzel ihyâ hareketlerindendir.
Konular
- Nefs Muhasebesi
- Çifte Minareli Medrese Restore Edilecek
- Neden Camiler Doluyken, Kiliselerse Boş?
- İhya ve İmam Gazali
- Minarenin kandili
- Camilerimizi boş bırakmayın
- Efendimiz’in Sünnetini İhya Edebilmek
- Bitlis'te Beş Minare
- Gönülleri İhya Edebilmek
- Geceleri İhya Edebilmek
- Uykudan Uyanış Bir Diriliştir
- İHYA, İHYA ETMEK
- Bursa Ulu Camii Minberindeki Sırlar
- Ezanın Kurtuluş Çağrısı
- Mevlid Gecesini İhya Ederken Çocukları Unutmamak Gerekir
- Boş kiliseler camiye dönecek
- Hacc (Allahümme Lebbeyk)
- Batı Trakya'da minare yapımı engelleniyor
- 3 asırlık köye ilk minare yapılınca...
- Ramazan’ın Kıymeti
- Ramazan Gecelerinin İhyası ve Teravih
- Yüksek minareler
- Kadir Gecesini İhya Etmenin Fazileti
- Ah! Keşke Senenin Tamamı RAMAZAN Olsaydı
- Bayramlarımız ve Biz
- Bayram gecelerini ihyâ etmek
- Selimiye Camisinin Yapım Süreci
- Süleymaniye Camii
- Sultanahmet Camisinin Yapımı
- Sultanahmet Camisinin Yerinin Belirlenmesi