ihya.org

gezi

Myra (Demre, Kale) Antik Kenti

Antalya'nın Kale (Demre) ilçesinde bulunan Kaş - Finike arasındaki çarpıcı kaya mezarlarıyla ünlü Myra'ya düzgün bir yolla kolayca ulaşılır. Aziz Nicholaos'ın piskoposluk yaptığı ve bu nedenle tüm Orta Çağ boyunca ününü sürdüren Myra önemli bir Lykia kenti olup isme "Yüce Ana Tanrıçasının yeri" anlamına gelmektedir. Lykia dilinde "Myrrh" olarak geçen Myra, Demre ovasını kuzeybatıdan çeviren dağların denize bakan yamacına kurulmuştur. Önce bugünkü kaya mezarlarının üzerindeki tepeden kurulan şehir daha sonraları aşağıya inerek genişlemiş ve Lykia'nın çok önemli altı büyük kentinden birisi olmuştur. Kentin M.Ö. IV. yüzyılda basılan ilk sikkesi üzerinde ana tanrıça kabartması vardır.

Antik kaynakların M.Ö. I. yüzyıldan itibaren Myra'dan bahsetmelerine rağmen, kaya mezarlarından ve bastıkları sikkelerden, şehrin en az M.Ö. V. yüzyılda varolduğu anlaşılmaktadır.

Noel Baba Kilisesi

Bütün dünyada Noel Baba olarak tanınan Aziz Nicholaos, Türkiye’nin Akdeniz kıyılarında önemli bir Lykia kenti olan Patara'da doğmuştur.

M.S. 300'e doğru Patara refah içindeyken kentte yaşayan zengin buğday tüccarının bir oğlu olur ve ona Nicholaos adı verilir. Doğduğunda göğün bir hediyesi, ana-babasının dualarının ve sundukları adakların bir meyvesi, fakirlerin bir kurtarıcısı olarak dünyaya geldiğine işaret edilmiştir. Daha gençliğinde bile mucizeler yarattığına inanılır. Bu inanca göre inşa halindeki bir kilisenin yıkılmasıyla enkaz altında kalan Nicholaos, annesi ağlayıp inlerken, üzerine yığılan taşların altından sağlam olarak kurtulmuştur.

Miletus (Balat, Akköy) Antik Kenti

Miletus (Milet): Milet, Aydın ili, Söke ilçesi sınırları içerisinde Söke’ye 30 km. uzaklıkta ve Akköy yakınlarındadır.

Milet’te ilk kazılar 1899’da Th. Wiegand tarafından başlatılmış ve 1938’e kadar devam etmiştir. İkinci Dünya Savaşından sonra tekrar başlatılan çalışmalar hâlen kazı ve onarımlarlarla Alman uzmanlar tarafından sürdürülmektedir.

M.Ö. 38’de şehir, Roma imparatorlarının özel ilgisiyle özerkliğini elde etti. Böylece Milet İyon şehirleri arasında metropol düzeyine ulaştı. M.S. 3. yüzyıldan başlayarak, bu parlak dönem yavaş yavaş kötüye gitmeye başladı. Şehir, limanlar alüvyonla doldukça, etrafı bataklığa döndükçe ve sıtma tehlikeli boyutlara ulaştıkça terk edilmeye başlandı. Bizans döneminde, şehrin sınırları oldukça daralmıştı ve binalar tiyatronun çevresinde toplanmıştı. Duvarlar yeniden inşa edildi ve bazı binalar restore edildi. M.S. 6. yüzyılda ilerlemek için yapılan çabalar ise uzun sürmedi.

Magnesia (Ortaklar- Tekkeköy) Antik Kenti

Magnesia ad Meandrum, Aydın İli, Germencik İlçesi Ortaklar Bucağına bağlı Tekin Köy sınırları içinde Ortaklar-Söke karayolu üzerinde yer almaktadır. Kent, kuruluşunun anlatıldığı efsaneye ve antik kaynaklara göre Thessalia'dan gelen ve Magnetler olarak isimlendirilen bir kavim tarafından kurulmuştur. Apollon'un kehaneti ve lider Leukippos'un öncülüğünde o dönemde bir koy olan bugünkü Bafa Gölü kıyısında karaya çıkan Magnetlerin kurdukları ilk Magnesia'nın yeri kesin olarak bilinmemekle birlikte, Menderes Nehri kenarında olduğunu antik kaynaklardan öğrenmekteyiz.

Menderes'in sürekli yatak değiştirip taşması sonucu oluşan salgın hastalıklar ve Perslere karşı daha emin bir kent kurma zorunda kalmaları nedeniyle Magnetler, İ.Ö. 400 yıllarında kenti bugünkü yerinde, Gümüşçay'ın yanında yeniden kurmuşlardır.

Limyra (Turunçova) Antik Kenti

Finike'ye 9 km uzaklıkta bir harabe yeri de Limyra'dır. Turunçova - Kumluca arasındaki Torunlar'da bulunan antik kent, 1216 m yüksetlikteki bir tepenin eteğinde kurulmuş olup yol üzerindedir.

Limyra, Lykia'nın en eski şehirlerinden birisidir ve eski adı da Zemuri'dir. Bu şehrin varlığı M.Ö. V. yüzyıldan beri bilinmektedir.

Zengin topraklara sahip olan şehir, giderek zenginleşmiştir. Lykialı Perikles, Perslere karşı Lykia Birliği'ni kurmak için Limyra'yı başkent olarak kullanmış, Lykia'nın sönmeyen özgürlük meşalesinin ateşini bu kentte yakmıştır. Bilindiği üzere M.Ö. IV. ve V. yüzyıllarda bütün Anadolu gibi Lykia da Pers egemenliği altında bulunmakta ve Anadolu, satrap adı verilen genel valilerle yönetilmekteydi. Büyük İskender M.Ö. 333 yılında Perslerin egemenliğine son vermiş, böylece Büyük İskender'in eline geçen bölge onun bıraktığı Vali Nearkhos tarafından idare edilmiştir. İskender'in ölümünden sonra paylaşılan imparatorluğun bu bölgesi; önce Antigonos'un, ondan sonra M.Ö. 301 yılında Lysimakhos'un eline geçmiştir. Bundan sonra tekrar Ptolemaiosların buraya sahip olduğunu görüyoruz. Böylece şehir kısa aralıklarla İskender'in generalleri arasında el değiştirmiştir. Ptolemaiosların yönetiminde M.Ö. 197 yılına kadar kalan bölge ve Limyra şehri nihayet bu tarihte Suriye Kralı III. Antiokhos tarafından alınarak Suriye Krallığı'na bağlanmıştır.

Letoum (Bohsullu, Bozoluk) Antik Kenti

Kaş - Fethiye karayolunda, Kaş'a 50 km uzaklıkta, Kınık yakınından ayrılan 4 km.lik bir yol bizi Bozoluk Köyü'ndeki Letoon harabelerine götürür.

Letoon, Tanrı Apollon ve Artemis'in annesi Leto adına kurulmuş bir şehirdir. Tanrılar tanrısı Zeus, Titanlardan Kios ile Phoibe'nin, güzel saçlı kızı Leto'ya gönlünü kaptırır. Diğer sevdikleri gibi Leto'ya sahip olur ve Leto hamile kalır. Çapkın Zeus'un kıskanç karısı Tanrıça Hera Leto'yu adım adım takip ettirerek onun Zeus'tan olacak çocuklarını da doğurmasına mani olmaya çalışır. Nihayet Leto Anadolu'daki Lykia'ya kaçar ve Hera'dan kurtulur. Çocukları Artemis ve Apollon'u Delos Adası'nda doğurduğu söylenirse de bir efsanaye göre Apollon'u Patara'da doğurduğu kabul edilmektedir. Apollon kültü Yunanistan'da yayılınca birçok yerler tanrıya beşik olma şerefini elde etmek için efsaneler üretmişlerdir. Delos da işte böyle bir efsane ile ilgilidir. Güneş Tanrısı Apollon'un ışık ülkesi olan Lykialı olmasından tabii ne olabilir. Üstelik onun bir ismi de Lykialıdır.

Laodikea (Goncalı) Antik Kenti

Denizli İli'nin 6 km. kuzeyinde yer alan antik Laodikeia kenti coğrafi bakımdan çok uygun bir noktada ve Lykos ırmağının güneyinde kurulmuştur. Kentin adı antik kaynaklarda daha çok "Lykos'un kıyısındaki Laodikeia" şeklinde geçmektedir. Tarihçi Plinius'a göre Laodikeia, önceleri Diospolis "Zeus'un şehri", daha sonraları da Rhoas adını taşıyan bir köyün yıkıntıları üzerine inşa edilmiştir. Diospolis adı, buradaki Zeus kültüne verilen önemin bir simgesidir. Rhoas adı ise, yerli Anadolu dillerinden birine ait olabilir.

Diğer antik kaynaklara göre ise, kent İ.Ö. 263-261 yılları arasında II. Antiokhos tarafından kurulmuş ve şehre Antiokhos'un karısı Laodike'nin adı verilmiştir.

Laertes Antik Kenti

Toros Dağları üzerinde, Dim Vadisi ağzında yükselen Cebel-i Reis dağının eteğine kurulmuştur. Alanya'dan yaklaşık 25 km. uzaklıktadır. En yakın köy Gözüküçüklü'dür. Antik Çağda Dağlık Kilikya olarak bilinen bölgenin sınırları içerisindedir. Strabon kentten, limanı olan ve göğüs biçiminde bir tepe üzerine kurulmuştur diye söz eder. Kentin günümüze kadar gelebilen önemli kalıntıları olarak gözetleme kulelerini, Caracalla eksedrasını, odeon veya tiyatroyu, Zeus Megistos tapınağını, Apollon tapınağını, Caesar tapınağını, agora, hamam ve nekropolünü sayabiliriz. Kentte Hellenistik Döneme ait kalıntıların olmayışı, bu sırada bölgenin korsanların elinde oluşuna ve dolayısıyla imar faaliyetlerinin yeterince yapılamayışına bağlanmaktadır. Kentin tarihini daha erkene götüren ve bu kentte bulunmuş İ.Ö. 6. yüzyıla tarihlenen, üç yüzü Fenike dilli yazıt Alanya Müzesi'nde sergilenmektedir. Laertes'te bulunan diğer bir eser, Alanya Müzesinde sergilenen "Romalı bir askere ait olan diploma", kentin askeri yönüne ışık tutacak özelliktedir. Kalıntılar Roma Dönemine tarihlenmektedir.

Kolophon ve Notion (Değirmendere ve Ahmetbeyli)

Kolophon 12 İyon şehrinden biridir. Güçlü bir donanmaya ve süvari birliğine sahip olmasına rağmen, bir çok savaştan zarar görmüş ve deniz korsanları zamanında bile Lidya, Pers ve Makedonya kuvvetleri tarafından yönetilmiştir. Kolophon MÖ 302'de Lysimakhos tarafından yıkılınca, onun komşu şehri olan Notion önem kazanmıştır. Homer vatandaşlığını talep eden şehir Klaros Tapınağı'yla ve nasihat merkezi olmasıyla da ünlüdür.

Labranda Antik Kenti

Zeus Labraundos'un kutsal alanı olan Labranda, eski Karia'da (Güneybatı Anadolu), bağlı olduğu Mylasa (Milas) şehrinin 14 km. kuzey doğusunda yer almaktadır.

En eski buluntular yaklaşık İ.Ö. 600 yılına aittir. 6. ve 5. asırlarda kutsal alan, sonradan tapınak terası olarak kullanılan alan tek küçük suni bir düzeltiden oluşuyordu. 497'de kutsal alanda bir savaş yapılmış ve Karia ordusu müttefikleri Miletlilerle beraber Pers ordusuna yenilmiştir.

Klazomenai Antik Kenti

Ünlü düşünür Anaksagoras'ın anavatanı olarak bilinen ve Fonia konfederasyonunun 12 şehrinden biri olan Klazomenai'nin tarihi saptanamaz. Her ne kadar şehrin Kolophons tarafından bugünkü İskele'nin yerinde kurulduğu doğruysa da İyon Ayaklanması sırasında Persler'den kaçmak için yakındaki adaya (Karantina Adası) taşınmıştır. Tarihçiler Plinius ve Pausanians'a göre daha sonra Büyük Alexander adayı karaya bağlayan bir yol inşa etmiştir. Roma döneminde bağımsız bir şehir olan Klazomenai önemli bir ticaret merkezi olarak bilinirdi.

Klaros Antik Kenti

Klaros oniki İon kentinden biri olan Kolophon'a ait bir kehanet merkezidir. İki kent arasında kurulmuş olan Klaros, Kolophon'un 13 km. güneyinde, Notion'un (deniz üzerindeki Kolophon) 2 km. kuzeyinde yer alır. Buradaki Apollon Tapınağı, Delphi ve Didim'deki gibi kehanet merkezi olarak uzun zaman büyük önem taşımıştır. Kutsal alan ile ilgili en eski bilgiler Homerik hymnoslarda (ezgiler) İ.Ö. 7. ve 6. yüzyıla değin gitmektedir. Hellenistik ve Roma Dönemi boyunca da önem taşıyan Klaros Apollon Tapınağı'nın yakınında bir kutsal mağaranın bulunması, burada daha önceki dönemlerde bir Kybele kültünün varlığına işaret eder.

Karatepe Antik Kenti

OSMANİYE-KARATEPE-ASLANTAŞ GEÇ HİTİT KALESİ

Karatepe-Aslantaş; Adana (bugün Osmaniye) İli, Kadirli İlçesi sınırlarında M.Ö. 8. yüzyılda, yani Geç Hitit Çağında, kendisini Adana Ovası hükümdarı olarak tanıtan Asativatas tarafından, kuzeydeki vahşi kavimlere karşı bir sınır kalesi olarak kurulmuş, Asativadaya diye adlandırılmıştır. Kalenin batısında, güney ovalardan Orta Anadolu yaylasına geçit veren bir kervan yolu, doğusunda Ceyhan Irmağı (Pyramos), bugün ise Aslantaş baraj gölü yer almaktadır. Yüksek kulelerle donatılmış T-biçimli anıtsal iki kapı binası kale içine açılıyordu. İki kule arasından, üstü açık bir geçitten sonra bir eşiğin arkasında bazalttan mil yatakları içinde dönen anıtsal ahşap bir kapı aşılarak bir sahanlığa, bunun yanında iki yan odaya, gene sahanlıktan da kale içine giriliyordu. Güneybatı kapı binasının iç tarafındaki kutsal alanda çifte boğa kaidesi üstünde Fırtına Tanrısı'nın boy heykeli yer alıyordu. Kapı binalarının iç duvarları bazalt bloklara işlenmiş arslanlar, sfenksler, yazıtlar ile günün inanç ve yaşayışını sergileyen kabartmalardan oluşan duvar kaplamaları ile donatılmıştır.

Kanesh (Kültepe) Antik Kenti

Kayseri-Sivas karayolunun 20. km.sinde yolun 2 km. kuzeyindedir. Yüksekliği 22 m. çapı 50 metreyi bulan bir höyük tepe ile onun etrafını çeviren "Karum" adı verilen aşağı şehirden ibarettir.

1948 yılından beri Prof. Dr. Tahsin Özgüç başkanlığındaki heyet tarafından sistemli olarak kazılmaktadır. Kazılarda höyükteki en eski yerleşimin Geç Katolik Çağ (M.Ö.300-2500) olduğu, onu Eski Tunç Hitit, Frig, Hellenistik-Roma çağlarının takip ettiği tespit edilmiştir.

Karum sahası; höyüğün doğu ve güneydoğu eteklerini çevirmektedir. M.Ö. 1950-1650 yıllarında Anadolu'ya ticaret maksadıyla gelen Assurlu tüccarlar tarafından iskân edilmiştir. Höyük ve Karum alanında açığa çıkarılan büyük dinsel ve resmi yapılar, evler, dükkanlar ve atölyelere ait mimari kalıntılar açık hava müzesi olarak sergilenmektedir.

Kalamaki (Kalkan) Antik Kenti

Kaş'a bağlı olan Kalkan, içinde tarihi eserlerin bulunmamasına rağmen turizm açısından aranan bir merkezdir. Kaş - Fethiye yolu üzerinde yer alan eski adı "Kalamaki" olan Kalkan, Kaş'a 25 km uzaklıktadır. 1922'deki mübadelede burada bulunan halkın bir kısmı Yunanistan'a, bir kısmı da Avusturalya'ya gitmiştir. Yunanistan'a gidenler Atina yakınında "Kalamaki" adlı köyü kurarak yaşamlarını sürdürmektedirler. Bunların çocukları vatan hasretini gidermek için zaman zaman Kalkan'a gelip ziyarette bulunmaktadır. Yakın zamana kadar sabunculuk ve zeytinyağı ile geçimini sağlayan Kalkan tertemiz pansiyon ve otelleri ile lezzetli ürünler sunan lokantalarının yanında yakın zamanda yapılan yat limanı ile de mavi yolcuların uğrak yeri haline gelmiştir. Dik bir burun gibi denize uzanan yedi burnu geçen tekneler emin liman olan Kalkan'a sığınırlar. Burada bütün ihtiyaçlarını karşılayabilecekleri gibi yakında bulunan Patara, Letoon ve Xanthos gibi Lykia'nın üç önemli kentini de bir günde gezme olanağı bulabilirler.

Top