ihya.org
şehir rehberi
Bir Şehrin Özgüncesi
İçim gidemediğim şehirlerin şiirleriyle doludur. Herbirinin sokaklarında gönderdiğim mektupların mürekkep hokkasına batırılmış hasret dolu sayfaları asılı durur.
"Bir çentik at tarihe haydi uzat / ellerini varır bulur ellerim"
Yürüyüşün hesapsız gücünü kavramaya başladığım günden beri ellerim her biri birer sevgili olan bizim şehirlerin yollarında uzalı yar mektubu bekler gibi beklemekte. Biliyorum bir gün kavuşacak ellerimiz. Bir gün yüzümü süreceğim topraklarının harına.
Rüya içinde bir rüya: İsfahan
Selman-ı Farisi’nin, Kılıç Arslan'ın şehri İsfahan.
Kurduğu rasathaneden gökleri inceleyen, feleğin kaç bucak olduğuna dair dizeler döktüren Ömer Hayyam’ın şehridir İsfahan. Ragîb El İsfahani’nin şehri.
Büyük bir ilim havzasıdır İsfahan. Medreselerinden ne hikmet adamları, sanatçılar, bilim adamları geçmiştir.
Alparslan'ın barış teklifine, “Ordumu İsfahan'da kışlatıp, Hemedan'da sulayacağım” şeklinde karşılık veren Diyojen rüyası İsfahan'a kavuşamamıştı. Şimdi de Bush oraya göz dikmiş duruyor.
Bahçesaray
Şiir şehri mi demeliyim Bahçesaray’a yoksa masalların şehri mi bilemiyorum. Kimler şiir yazmamıştır ki ona; Rus edebiyatının kurucusu sayılan Puşkin, Sahaların milli şairi Oyunski ve elbet Şükrü Elçin Hoca ve yaşayan büyük Tatar şairlerinden Şakir Selim hemen aklıma geliverenler. Eminim, şimdi siz de benim eksik bıraktığım birkaç Bahçesaray şairi hatırlamışsınızdır. Belki de dünyada başka hiçbir şehir için bu kadar çok şair şiir yazmamıştır ki, onların her biri başka başka miletlerden veya coğrafyalardan olsun. Bu yüzden Bahçesaray’a şiir şehri mi demeliyim diye düşünüyorum.