Selimiye Camii ve Mimar Sinan

Selimiye Camii ve Mimar Sinan

Sinan‘ı Mimarbaşı’lığa götüren yol, marangozluktan başlayan, Acemioğlanları’nın Yayabaşılığı’ndan geçen yoldur ki ; bir tasarımcı olarak yetişmesinde, İran ve Irak’tan, Dalmaçya ve Orta Avrupa’ya kadar sayısız ülkeyi gezmesi etkili olmuştur.

Sinan’ın 1568 yılına kadar yaptığı yapılarda Selimiye‘den bir parça bulmak olasıdır. Kanuni Türbesi, Topkapı Kara Ahmet Paşa, Edirnekapı Mihrimah Sultan, Rüstem Paşa, Lüleburgaz’da Sokollu camileri , onu Selimiye‘ye götüren denemeler olmuştur.

Sinan, Selimiye’ye kadar poligonal çardak kavramını deneyerek gelmiştir. Bu denemeler içerisinde poligonsal çardaklı uygulamalar içinde Kadırga Sokollu daha küçük boyutta altıgenin, Selimiye büyük boyutta sekizgenin zirveleridir. Sekizgen ya da altıgen çardaklı şemalarda çeperlerle çardak ayakları arasındaki ilişkiler, çardak kenarı sayısının kubbe ile altyapı arasındaki geçişe getirdiği kolaylıklar, dış biçimlenmede kubbeye doğru kademeleşmenin biçimsel sorunları ve kompozisyonda kulesel öğelerin etkileri, pencereli duvar ve dış revaklar gibi bütün tasarım sorunları Selimiye‘den önce birkaç kez denenmişti.

Merkez kubbeli yapıda mekânsal etkiyi optimuma çıkarmak için, çevre sınırlarını mümkün olduğu kadar orta mekânın sınırlarına yaklaştırmak ve taşıyıcı ayakların boyutlarını minimumda tutmak gibi iki zorunluluk getiriyordu. Sinan bu sorunu poligonal sekizgen çardak ile çözmüştür.
Top