Sultanahmet Cami Genel Yerleşme Düzeni

Sultanahmet Cami Genel Yerleşme Düzeni

TÜRBE Hünkârın büyük mermer türbesi vardır. Türbe kendi küçük bahçesi içine yerleştirilmiş bir yapıdır. Üç kubbeli ber portikosu ve bir anneksi vardır. ancak onarıma ihtiyacı bulunur. yanındaki medresenin dersanesinden üç katlı beş dizi halinde yan pencereleriylen dikkat çekecek ölçüde daha büyüktür. Türbede bulunanlar Sultanahmet Hanın oğulları II. Osman (Genç Osman) 4'üncü Murad ile İbrahim Han'ın annesi Kösem valide denmekle bilinen ve şehiden (boğdurulmuştur) vefat eden Mahpeyker sultan gömülüdür. 4'üncü Murad Hanın kızı Safiye sultan ve şehzadelerden Sultan Orhan Sultan Beyazıd Sultan Mehmet ve Sultan Osman’ın on beş şehzadesi on iki sultan ile Sultan Ahmed in dört Hasekisi(eşi)gömülüdür.

DARULKURRA Bu dershane medrese avlusunun kuzeydoğu köşesine yapılmıştır ve buraya giriş kuzeydoğudan kendisi ile kabirlerin bulunduğu bahçe arasındadır. Medresenin doğuya bakan pencereleri yoktur. Caminin dış duvarının doğu kesiminde ortada bir kapı ile yükseltilerek inşa edilmiş bir sübyan mektebi yer alır. *türbenin güney batısında bulunan ve bir süre türbedar evi olarak kullanılan kare planlı tek kubbeli yapının Darul-kurra olduğu t. öz tarafından ileri sürülmüştür. 1. Ahmet türbesine yakın bir konumda bulunması ve türbeye geniş bir pencere ile açılması yapının darul-kurra olduğunu destekleyen özelliklerdir. medrese sokağı üzerinde yer alan basık kemerli bir kapıdan girilen darul-kurranın içinde yer aldığı avlu aslında türbenin arka bahçesidir. önünde girişi koruyan ahşap bir saçağı bulunan bina kare planlıdır ve pandantifli bir kubbeyle örtülüdür.

MUVAKKİTHANE Muvakkithane mevcut binanın yeniden tamiri ile 1828 yılının Ramazan ayında yeniden açılmıştır. Muvakkithaneye Sultan I.Ahmet türbesinin önündeki kapıdan girilir. Kare planlı yapının demir şebekeli dikdörtgen pencereleri vardır. Erken ampir üslupta olan muvakkithanenin saçak kısmında kademeli taştan bir silme dolaşır.1613 tarihli vakfiyesinde ''Evkat-i ezana alim ve saat-i mikadda cazim bir muvakkit'' kaydı vardır’ ki bilgisinden emin olunmayan kimseye burada muvakkitlik verilmemektedir.

SIBYAN MEKTEBİ Dış avlu duvarına birleşen mektep beşik tonozlu bir zemin kat üzerinde yükselmektedir. Zemin katta bir çeşme ve dükkânlar üst katta kare planlı bir dershane ile merdiven sahanlığına bitişik bir helâ yer almaktadır. Dershanenin sağır olan kuzey duvarında ortada ocak yanlarda birer niş bulunmaktadır.

ARASTA Sultanahmet külliyesinin kıble yönündeki en uç yapısı olan Arasta İstanbul da 17. yy dan kalan tek üstü açık çarşıdır. Sipahilerle ilgili eşyaların satıldığı dükkânlar bu gün turistik amaçta kullanılmaktadır. 1912 yangınında harap olan ve daha sonra arasına giren yabancı binalar nedeni ile büyük ölçüde değişikliğe uğrayan arasta Vakıflar Genel Müdürlüğü tarafından eklerinden ayrıldıktan sonra 1980 li yıllarda restore edilmiştir. Restorasyon işlemi yalnız arasta sokağı çevresindeki dükkânları kapsamış, ilk tasarımda dükkân sıralarının üstlerinde yer alan ve kaynaklara kubbeli odalar olarak adlandırılan hücrelere ait kalıntılar rekonstrüksiyonları için yeterli veri bulunmadığından arkeolojik kalıntı olarak korunmuşlardır. Bugün arastanın parçası olarak kabul edilmekle birlikte sokağın kuzey yönündeki uçta yer alan 9 dükkânın aslında oda dizisi olduğu üst katında da odalar bulunduğu vakıf defterinden anlaşılmaktadır. Üst kata ait bir iz kalmamıştır. Asıl arasta odaların güneyinden başlamaktadır. Karşılıklı dükkân dizilerinden oluşan bu bölümün kuzeybatı kanadı güneydoğuya doğru alçalan arazi için bir istinat duvarı görevi görmektedir. üst kattaki odaların önündeki terasa alt yapı oluşturmak için dükkân ara duvarlarının kuzeybatıya doğru uzatıldığı yapılan kazıda anlaşılmıştır. Kuzeybatıdaki dükkânların başlangıcında arastayı camiye bağlayan yola açılan kapının kuzeyinde ara duvarı ve örtüsü yıkılmış olan iki dükkân bulunmaktadır. Arasta sokağı üzerinde ilk yapıldığında 32 olan dükkân sayısı araya giren sarnıç ve mozaik müzesi dolayısıyla azalmıştır. Tavukhane sokağı üzerindeki 5 dükkânla batı dükkânlarının toplam sayısı 39 a yükselmektedir. Güneydoğu dükkân dizisi ise tek doğrultulu üzerinde sıralanan 33 dükkândan oluşmaktadır. dizinin kuzeydoğu ucunda bulunan sebile bitişik bir kapı kemeri ve söve kalıntısı bulunmaktadır.

HAMAM 1912 İshak paşa yangınında soyunma kısmı yok olan hamamın mermerleri sökülerek satılmış ve yapı uzun yıllar terk edilmiştir. büyük saray kazısı sırasında yıkılması öngörülen hamamın günümüze ulaşmış olması şanslı bir olay olarak nitelendirilebilir. Bu gün örtü öğelerinin çoğu harap durumda olan hamamda 1970 lerde içine yerleşen bir aile barınmaktadır. Yapının ayakta duran kısımları ılıklık, halvet, külhan ve hazne olarak 3 bölümde incelenebilir. yok olan camekân mekânını iç kısımlara bağlayan iki kapıdan biri doğrudan ılıklığa diğeri duvarlarında tıraşlık yada helâ bölmelerine ait izler olan küçük bir hacime açılmaktadır. Helâ tıraşlık mekânını doğrudan ılıklığa açılan bir kapısı daha vardır. Ilıklık "L" planlı bir mekândır. birbirine dik iki kol şeklinde gelişen bu hacim halveti doğu ve kuzey yönlerinde sarmaktadır. ılıklığın her iki kolundan da halvete girebilmektedir. sıcaklık bölümü hişlerle derinleştirilmiş altıgen planlı ana mekâna iki halvet hücresinden oluşmaktadır. ikisi küçük biride merkezi hacimden kemerle ayrılan derin bir eyvanla genişletilen halvetin kubbesi yıkılmış göbek taşı kurna gibi ayrıntıları günümüze ulaşmamıştır. halvet hücrelerinin tromp lı kubbeleri korunmuştur. Altıgen planıyla dönemi için ilginç bir plana sahiptir.

DARÜŞŞİFA 17. yy da tek yapılan Darüş-şifa olan olan Sultanahmet darüşşifası sanayi mektebinin yapımı sırasında büyük mücadele görmüştür. Hücreleri ve revakları yıkılan yapının dış duvarlarına ve kuzeydoğudaki basık kemerli kapısına dokunulmamıştır. Revaklara ait bazı sütun ve başlıkları yerlerinde korunmuş, bir bölümü okulun girişinde kullanılmıştır. Revaklı bir avluyu çevreleyen kare planlı kubbeyle örtülen 26 odadan oluşan darüşşifanın plan düzeninde hekimlikle veya hasta bakımıyla ilgili özel bir biçimlenme görülmemektedir. helaların yeri belirtilmemiştir. girişin karşısında hücrelerden daha dar bir mekan içinde yer aldığı gösterilen koyu Bizans döneminde sarnıca dönüştürülen hipodrom sarnıcından darüşşifanında yararlandığına işaret edilmektedir. Darüş-şifaya bağlı bir hamam olması sağlığın temizlikle olan ilişkisine verilen önemi belirtmektedir. yapının hamamla bağlantısı alışılmışın dışında bir düzende revak içinden geçilen bir hücre aracılığıyla sağlanmıştır. küçük bir soyunma ve ılıklık kısmına bağlı yan yana iki halvet ve hücresinden oluşan hamamın hazne ve külhan kısmı doğudadır. yapının bahçeye açılan diğer bir kapısı bulunmaktadır. 1894 depreminden sonra meydana bakan cepheye bugün Marmara üniversitesi rektörlüğü olarak kullanılan ziraat orman ve maadin nezareti binası yapılmış ve imaretin meydanla ilişkisi kesilmiştir. Sultanahmet’in 1612 yılında darüşşifa yapımına henüz başlanmadan önce hatırlattığı vakıfnamede de yapıdan çok görev alacak ekibin özellikleriyle ilgili bir bölüm bulunmaktadır."açık fikirliliği ve zekâsı ile ünlü sağduyulu ve olayları çabuk kavrayabilen insan tabiatı özelliklerini ve ilaç hazırlama ilkelerini bilen içecek ve macun hazırlama konusunda hünerli muhtaç olanların işlerinin gözetilmesinde iyi davranışı belli olan yufka yürekli kibirsiz tanıdık ve yabancıya karşı tatlı sözlü seçkin bir kimse hekim olup hastaları onlara iyi davranarak tedavi etmelidir”.

Bugün darüşşifa ile birlikte Sultanahmet Teknik Lisesi tarafından kullanılan imaret yapılarına Sokullu Mehmet paşa yokuşu tarafından girilmektedir. İmarete ait olup mimari kimliğini büyük ölçüde koruyabilen 3 yapı bulunmaktadır.

SEBİLLER İnşaat defterindeki programa göre külliye yapılması öngörülen 4 sebilden 3 ü günümüze ulaşmıştır. Bunların ikisi at meydanına açılan dış avlu kapıları yanında 3. ise arastanın güneydoğu ucunda bulunmaktadır. 4. sebil tavukhane sokağı üzerinde bu yöndeki girişin batısında yer almaktadır.

HÜNKÂR KASRI Padişahın namazdan önce yada sonra oturup dinlenebileceği sohbet edebileceği bir yapı olarak tasarlanan hünkâr kasırlarının bilinen ilk örneği 1. Ahmet tarafından yaptırılmıştır. çeşitli onarımlarla günümüze ulaşan kasır birçok özgün ayrıntısını yitirmiş son onarımını 1949 yangınından sonra geçirmiştir. dış avlu zemininden kısa bir rampayla çıkılan yapı yüksek bir bodrum üzerinde yükselmektedir. giriş katında bir koridorla ulaşılan iki oda yer almaktadır. holün doğu duvarında yer alan kapı bu yönde bir bağlantının varlığına işaret etmektedir. ancak bu yönde bulunan yapı yapılar hakkında ne yazılı nede görsel malzeme bulunmaması niteliklerinin anlaşılmasını zorlaştırmaktadır. giriş holünden padişahın kullanımına ayrılan üst kata bir rampayla ulaşılmaktadır. Osmanlı mimarlığında ilk kez burada padişahın tahtırevan ve ya atla üst kata ulaşmasını sağlayan rampalı düzen kurulmuştur. bir iç sokak gibi ele alınan rampa demir parmaklıklı pencerelerle avlu yönüne açılmaktadır. üst katta Türk evine özgü bir galeri düzenlemesi gözlenmektedir. dış avlu yönü pencereli bir duvarla sınırlanan hayatın boğaz cephesinde kasrı camiye bağlayan galeriyi taşıyan bir sütun dizisi yer almaktadır. kasrın padişah için ayrılan bölümü birbirine bitişik ve birinciden geçilerek ulaşılan iki odadır. her iki odada da benzer mimari öğeler ocak, niş, pencereler bulunmaktadır. kasır önceki başodaya daha iyi görüş açısı sağlamak amacıyla boğaz ve Marmara ya dik olarak yerleştirilmiştir. Özgün çatı ve bezemeleri yok olan kasrın değerli kumaş kilim halılarla döşendiği inşaat defterinde satın alınan eşyalar listesinden öğrenilmektedir. hünkâr mahfilide yedi kandilli gümüş fener, fıstıki gümüş top, nakışlı deve kuşu yumurtası, kırmızı billur bardak, fağfuri sürahi, fildişi ayna, altın yaldızlı kozalak, sedefkari ibrik gibi doksanı aşkın değerli eşya ile donatılmıştır.

MEDRESE Külliyenin kuzeydoğusunda, türbeye yakin bir konumda yer alan medrese, uzun ekseni kıbleye paralel doğrultuda olan dikdörtgen planlı bir avlu çevresinde şekillenen revaklar, hücreler ve mescit - dershaneden oluşmaktadır. Kuzeybatı cephesinin ortasında yer alan giriş, hücre dizisi arasında bırakılan bir geçitle revaklara bağlanmaktadır. dikdörtgen planlı avlunun ortasında dairesel planlı bir mermer havuzbulunmaktadir. Medresenin güneydoğu kenarının ucundaki iki hücrelik alan helâlara ayrılmıştır. yani tümüyle kesme taştan yapılmıştır. boyut ve cephe düzeniyle hücrelerden ayrılan dershane kütlesi, kuzeybatıda hücre dizisinin ucuna birleşmektedir. cephelerde iki katli pencere düzeni - altta dikdörtgen çerçeveli pencereler üstünde, ortadaki daha yüksek olan, üzeri kemerli üç pencere - yer almaktadır. Yapının genel uygulamalarından ayrılan diğer bir özelliği hücrelerinin avluya açılan iki katli pencere düzenine sahip olmasıdır.
Top