Bayramlar, bir milletin sevinç ve mutluluk günüdür. Milletçe eğlenildiği, oyunlar oynandığı ve etkinlikler yapıldığı gündür.

Bayram, fakiriyle - zenginiyle, duluyla - yetimiyle, amiriyle - memuruyla, işçisiyle - emeklisiyle, genciyle - yaşlısıyla, bir milletin mutluluk günüdür, sevinç günüdür. O gün herkes eğlenir. Herkes güler, dargınlık olmaz, kırgınlık olmaz, dövme olmaz sövme olmaz. O gün ulusal sevinç günüdür.

Biz müslümanlar bu yılda Ramazan Bayramımızı kutlayacağız. Bu bayram, dünyanın neresinde olursa olsun İslama gönül vermiş, onu din olarak seçmiş, O dinin sahibi olan Allah (cc)’a gönül vermiş olan herkesin ortak sevinç günüdür. Bu gün bütün müslümanlar tek yürek olarak sevinecekler, dargınlar barışacaklar, zenginler fakirleri sevindirecek, amirler memurları sevindirecek, devletler tabealarını sevindirecekler. Bu gün kimse aç dolaşmayacak. Herkesin karnı tok olacak. Kimse, kalbi kırık olarak dolaşmayacak. Kimse üzüntülü olmayacak. İşte o zaman bu bayram kutlamaya ve sevinmeğe değer.

Ama, bizler sevinirken, yüzümüz gülerken öbür yanda dindaşlarımız bizimle hemhal olamayacaksa, çadırlarda bayram günü soğukla mücadele edecekse, cephede bomba yağmuru altında mücadele verecekse, fakirlerimizin hala yüzü gülmeyecekse, yetimler sevinmeyecekse hangi yüzle Allahımızın (cc) bize bahşettiği bu bayramı sevinç içinde kutlayacağız.

Allahım bizlere bütün İslam aleminin sevinçle kutlayacağı bayramlar nasip et.

“ Ramazan bayramı olup, insanlar camilere çıktıklarında Allahu Teala onlara nazar edip, ‘Ey benim kullarım! Benim için oruç tuttunuz, namaz kıldınız. Şimdi bağışlanmış olarak evlerinize dönünüz’ der.”1

Enes b. Malik (ra) dan şöyle rivayet edilmiştir:

“ Hz. Peygamber (sav) Medine’ye hicret ettiği zaman, Medinelilerin oyunlar oynayıp eğlendikleri iki günleri vardı. Rasulullah Efendimiz bunu görünce:

- Bu iki gün nedir? diye sordu. Medineliler:

- Biz cahiliyye döneminde bu iki günde oyunlar oynardık” dediler. Bunun üzerine Hz. Peygamber (sav) şöyle buyurdu:

“- Allahu Teala o iki güne karşılık size daha hayırlı iki gün vermiştir. Bunlar da Kurban ve Ramazan Bayramlarıdır.” 2

Ramazan ve Kurban Bayramları Peygamber Efendimizin Medine’ye hicretinden itibaren kutlana gelmiştir. Bayramların en büyük özelliklerinden biri o günlerde bayram namazı kılınmasıdır. Rasulullah Efendimiz ömrünün sonuna kadar Bayram namazlarını kılmaya devam etmiştir.

Bizler müslüman olarak bayramlarımızı şu şekilde ihya ederiz:

* Bayramlarda seviniriz, sevincimizi her halimizle belli ederiz. Bu, sevgili Peygamberimizin bize kadar ulaşan güzel sünnetlerindendir, dinimizin şiarındandır.

* Bayram gecesi nafile namaz kılıp dualar eder, Kur’an-ı Kerim okuruz. Bu geceyi ihya eden inşaallah ahirete imanla göçer. Böyle inanırız.

* Sabah erken kalkar, Bayram namazı için hazırlık yaparız. Gusül abdesti alır; dişlerimizi fırçalar, güzel kokular sürünürüz. Saçımızı, sakalımızı ve bıyığımızı düzeltir, tırnaklarımızı keserek genel temizliğimizi yaparız. Böylece sevinçli günümüzde müslüman kardeşlerimizi rahatsız edecek her türlü durumdan arınmış oluruz. Yeni ve temiz elbiselerimizi giyeriz. Bayram namazı için evden çıkmadan tatlı bir şey yeriz.

* Bayram namazı için evden çıkarız. Evden çıkarken mescide varıncaya kadar gizli teşrik tekbiri getiririz. Mescide ağır ağır, sanki Arasat meydanına gider gibi gideriz. Fitre vermemiş olanlar bayram namazından önce fitrelerini verirler.

* Namaza giderken ve bayram günlerinde karşılaştığımız her din kardeşimize selam verir, güler yüz gösteririz.

* Bayram günlerinde sadaka verir, ihtiyaç sahibi olan kardeşlerimizi sevindiririz. Bu, Peygamber Efendimizin sünnetlerindendir.

* Sabah namazımızı evimize yakın camide kılar, oradan bayram namazını kılacağımız yere vakarlı adımlarla gideriz.

* Bayram sabahı camide toplanır, cemaatle evvela sabah namazımızı kılarız. Namazdan sonra yapılan vazu-nasihatları dinler, istifade ederiz. Ardından Bayram namazımızı kılarız.

* Namazdan sonra birbirimizle kucaklaşır, müsafahalaşır ve bayramlaşırız. Bir birimize hayır duada bulunuruz. Bayram namazından sonra eve döner 4 rekâtlık bir namaz kılarız.

* O gün çocukları, yetimleri ve kimsesizleri sevindiririz. Büyüklerimizin, Anne Babamızın ellerini öperiz. Onlara hediyeler götürürüz. Onların hayır dualarını alırız. Akrabalarımızı ziyaret ederiz. Onlara hediyeler götürürüz. Onlarla bayramlaşırız. Bu günde dargınlarımız barışırlar.

* Biz Müslümanların bayramları işte böyle güzelliklerle doludur. Bizim bayramlarımızda kimsenin burnu kanamaz.

Bayram günlerinde yapılması güzel olan bazı edepleri buraya yazdık. Derin bir medeniyete sahip olan İslam dini her sahada yapılacak işleri açıkça beyan etmiştir. Bunlar İslamın güzellikleridir. Bunlar, İslamın toplum arasında nasıl kökleştiğini gösterir.

Bizim için gerçek bayram cenneti kazandığımız gün olacaktır.

Hz. Ali (kv) bir ramazan bayramında kuru ekmek yerken görülmüş ve bunun sebebi sorulunca da şöyle demiştir: “ Bu gün orucu kabul edilmiş, çalışmasının mükafaatını görmüş ve günahları mağfiret edilmiş olanların bayramıdır. Bu günde yarında bize bayramdır. Allah’a (cc) isyan etmediğimiz gün bizim bayramımızdır.”

Bayram günü, düşünme, uyanma ve ibret gözü ile bakma günüdür. Çünkü bayram günü kıyamet gününe benzer.