İhya Sanat
İhya Sanat
İhya Sanat
Selimiye Camisinin Mimari Yapısı
Mimar Koca Sinan Selimiye‘de, dış yapı biçimine iç mekân tasarımı kadar ağırlık vermiştir.
Selimiye Camii öncesinde Yıldırım Bayezid’in sarayını yaptırdığı Sarıbayır’da, Kavak Meydanı denen düzlükte kurulmuştur. Camii medrese ve Dar-ül Hadis, dört yanı duvarlarla çevrili, 190 x 130 metre boyutlarında büyük dikdörtgen avlunun içine, ortada cami ve güneydeki köşelerde ikiz eğitim yapıları olmak üzere, simetrik bir düzende yerleştirilmiştir.
Sultanahmet Camisinde Akustik
İç yapıda ve dekorasyondaki özelliği, Akustik ile duvar ve sütunlar ilişkisini Topkapı Sarayının eski müdürlerinden Kemal ÇIĞ Fark etmiş Risalei Mimariyi okurken bunun 6 faslına özel bir dikkat ayırmış sonra burada verilen bilgilerle Cami içinde gözlemlerde bulunarak bundan çok ilginç bir sonuç çıkarmıştır.1996 da Cambridge’de yapılan III. Türk sanatları kongresine sunduğu bu tebliği o zaman yayınlanmayan Çığ Daha sonra bu etüdünü kendisi için yapılan armağan kitabına almıştır. Konu Mavi Caminin akustiği ve bu amaçla Camii içindeki mermer kaplamalarına özel bir kesme yontma ve yerleştirme verilmiş olması hiçbir Camimizde kullanılmadığı kadar çok mermer kaplamasına Sultanahmet Şaheserinde yer verildiğine ve bu kaplamaların basit bir duvar ve sütun örtülmesi şeklinde değil çok ayrı ve özel yontumlar ve parça yerleştirmeleri ile yapıldığına dikkati çekmekte ve risalede bütün bunların tamamen akustik amacı ile yapıldığına dair verilen bilgi ile de gözlemini desteklemektedir.
Şadırvan
Genellikle cami avlularında ortada bulunan, çevresindeki musluklardan ve ortasındaki fıskiyeden su akan üzeri kubbeli abdest yeri.
Şadırvanın ortasındaki havuzu, estetik bir kubbe örtüsü kaplar ve sütunlarla çevrilidir. Altıgen veya sekizgen yapıyı çevreleyen saçakların altında musluklar ve oturaklar taş veya ahşaptır. Büyük camilerde şadırvanın yanında bir büyük servi bulunur. Şadırvan da Osmanlı cami mimarisinin temel öğelerindendir ve oymacılık, hat, mermer işçiliği gibi sanatlarla bütünleşmiştir.
Selimiye Camii Minareler
Edirne‘nin en hakim yerlerinden birinde inşa edilen ve Mimar Sinan‘ın ustalığının son şaheseri olan dört minareli Selimiye Camii‘nde, caminin genel kompozisyonunda gayet ahenkli birer unsur olarak rol oynayan minareler gerek miktar ve gerekse binaya yerleştirilmiş tarzları bakımından eşi yoktur. Selimiye Camii’nin büyük kubbesinin dört köşesinde üçer şerefeli dört minarenin ahenkli duruşu diğer camilerde görülmeyen tarzdadır. Edirne şehrine giriş yollarından bakıldığı zaman dört minare sanki iki minare imiş gibi simetrik olarak oturtulmuştur. Mimar Sinan nasıl ki bu cami için “ustalığımın eseridir” demişse minareler de hakikaten bu ustalığın verdiği birer şaheserlerdir.
Osmanlı Mimarisi ve İç Mekanlar
Osmanlı mimarisi basit, kullanışlı, ince, zarif, vakur ve heybetlidir. Muhteşem saray tipi XIX.asırda Batı'dan gelerek girmiştir. Bununla beraber Allah adına yapılan camiler tamamen abidevidir. Camiler çevreleri bir sürü sosyal müessese ile örülür ve bir "külliye" teşkil ederler.
Osmanlılar fevkalâde imarcıdır. Yapıları kendi medeniyetine ait olmasa bile ihtimamla korur. İmar görülmediği hiçbir imparatorluk köşesi yoktur. Dişinden tırnağından arttıran mütevazı mahalle zenginleri bile, bir mescid yaptıramadığı takdirde bir çeşme yaptırır veya bir mektep tamir ettirir. Toplum anlayışı fevkalâde güçlüdür. Kendilerinden sonraki nesiller içinde şefkat fikri çok gelişmiştir.
Sultanahmet Camisinin Yapımı
Camii öbür mabetlere oranla, iç mekânlarda çok geniştir. Sinan’ın Süleymaniye’ sinin kubbesini taşıyan pil payeleri yerine, Mehmet ağa, yuvarlak ve çok iri sütunlar kullanmış ve yine Sinan’ın Şehzade Camii payelerinde yalnız üst kısımlarda yer verdiği yivlerini, Mavi Camiinde, çok aşağılardan itibaren başlatmak suretiyle, sütunların heybetini ve ağırlığını hafifletmiştir. Bu hem cesur ama hem de isabetli ve artistik tercihi ağır basan bir dizayndır. Camiye önce dışarıdan bakarsak 6 minareye sahip.
Sünneti İhya Etmek
Enes b. Malik (r.a.)’ın rivayetiyle Rasulullah (s.a.s.) şöyle buyurur:
“Kim benim sünnetimi ihya ederse (yaşatırsa), beni ihya etmiş olur. Kim de beni ihya ederse, cennette benimle birlikte olur.” (1)
Emirü’l- mü’minin İmam Ali (r.a.)’dan.
Rasulullah (s.a.s.) şöyle buyurur:
“Kim benden sonra öldürülen sünnetimi diriltirse, beni sevmiş olur. Kim de beni severse, benimle beraberdir.” (2)
“Âlemlere rahmet olarak gönderilen” (3) “Mü’minlere pek düşkün, şefkatli ve esirgeyici” (4) olan yegâne önderimiz Rasulullah (s.a.s.)’i her şeyden daha çok sevmek, katıksız iman etmenin gereğidir… O’nu sevmeden, O’na itaat etmeden, yani Sünnetiyle amel etmeden iman gerçekleşmek…
Süleymaniye Camii Temeli
En usta sanatkarlar ve mimarlar Istanbul'da Mimarbasi Koca Sinan'in emrine verildi. Bir yandan da, imparatorlugun her tarafindan eserin insasina yarayacak malzemenin toplanmasina baslandi.
1549'da temel kazisina baslandi. Kaya zemine ulasma ve temelleri tutturma isi uç yil sürdü. Üç yil da temel hizasindaki insaat için çalisildi. Bundan sonra insaata bir yil ara verildi. Bu, temelin iyice oturmasi, bütün agirlik binince hiçbir yerinde en ufak bir çökntü olmamasi içindi.
Yivli Minare
Yivli Minare Antalya'daki ilk islam yapılarındandır. XIII. yüzyıla ait bir Selçuklu eseridir. Kaidesi kesme taştandır. Gövde kısmı tuğla ve firuze renkli çinilerden yapılmıştır. 8 Yivlidir. Minare günümüzde Antalya kentinin sembolü durumuna gelmiştir. Yüksekliği 38 m. olup 90 basamaklı bir merdiven ile çıkılmaktadır.
Yivli Minare Camii, Yivli Minare'nin hemen batısındadır. Anadolu çok kubbeli camii türünün en eski örneğidir. Yarım küre şeklinde 6 adet kubbe ile örtülüdür. 1372 yılında Balaban Tavşi'ye yaptırılmıştır. Yapısında diğer elemanların yanı sıra antik kalıntılardan yararlanıldığı da görülmektedir.
Minarelerin Yapısı
Selçuklu minareleri kalın, güdük, petek kısmı bedene göre kısadır. Genellikle tuğladır ve taçkapının yanlarında ikizdir (Çifte Minare-Sivas). Osmanlılarda ise 6 adede kadar minare vardır.Tek minareler geleneksel olarak caminin sağında yapılır (Sokollu Camii ile Firuz Ağa Camii'nde soldadır). İki minareli camilerde minareler caminin iç avlu köşelerindedir.
Dört minarelilerde iç avlunun köşelerindedir. Altı minareli Sultanahmet Camii'nde ise mihrab duvarına göre üç minare sağda üç minare soldadır. En uzun minare 70.89 m. ile Selimiye Camii minaresidir.
Mimar Sinan’ın Kaleminden Selimiye Camii
“Bütün dünya halkının “Olabilirlik ölçülerinin dışındadır.” demelerinin bir nedeni şudur: Ayasofya kubbesi gibi büyük bir kubbe İslam Devleti’nde yapılmamıştır diye, kâfirlerin mimar geçinenleri “Müslümanlara karşı galebemiz vardır.” derlerdi. Yanlış görüşlerince, o kadar büyük bir kubbeyi durdurmak son derece zordur. “Benzerini yapmak mümkün olsa yaparlardı.” dedikleri, bu zavallının yüreğinde bir ukde olup kalmıştı. Sözü edilen cami binasında çalışıp çabalayarak, ihsan sahibi Allah’ın yardımıyla, Sultan Selim Han’ın zamanında kudret gösterip bu yüce kubbeyi Ayasofya kubbesinden altı zira daha yüksek ve çevresini dört zira daha geniş yaptım.”
Bu caminin minaresi neden ters
Ne kadar da dikkatsizmişim…
Cuma namazlarını kılmaktan en keyif aldığım camilerden biri olan İstanbul’un Sultanahmet semtindeki o güzelim Firuzağa Camii’nin minaresi meğer tersmiş…
Geçtiğimiz günlerde Geleceğin Sektörleri konusunda bir sunum yapmak üzere Kandilli’de bulunan Hünkâr Köşkü’nde MÜSiAD Yayın Komisyonu toplantısına katıldım. Toplantıdan önce Rumeli Hisarı’nı karşıdan gören boğazın o nefis manzarasına nazır oldukça keyifli bir ortamda dostlarla sohbet ederken, bir işadamımız bana döndü ve “Değerli Hocam, Firuzağa Camii’nin minaresi neden ters?” diye sordu.
Ayasofya'nın minareleri neden farklıdır?
İstanbul'un orta yerinde olağanüstü güzellikte bir yapı durur. Yalnız Ortadoks dünyasının kutsal yeri olarak değil, sanat tarihindeki yeri nedeniyle de, bu yapı bütün dünyaca tanınmaktadır.
Şimdi Gülhaneden yukarıya çıkarken ya da Çemberlitaş'tan aşağıya inerken karşınıza çıkan bu yapı belki de dikkatinizi çekmeyecektir. Çünkü, sağlı sollu bir çok binanın gölgesinde kalmış bu yapı gözden kaçabilir. Hattâ bu yazıyı okuyup, Ayasofya'yı bilenler bu yapının tarafımca çok fazla abartılarak yazıldığını düşünebilirler. Pekiyi, bu yapının ilk binasının 4. yy'da I. Konstantinos tarafından yapıldığını söylesem şaşırmaz mısınız? Yani günümüzden 17 yy önce. Yani 1700 yıl önce. Ancak, bu yapıdan günümüze her hangi kalıntı -şimdilik- bulunamamıştır. Bu ilk yapı bir iç ayaklanma sırasında yakılmıştır. Çünkü bu yapının sözetiğimiz ilk durumu bazilika planlı ve fakat çatı kısmı ahşaptı.
Sultanahmet Camii Üst Katı
Sultanahmet Camiinde yarım kubbe ayakları ile duvar arasında kalan payanda arası bölgeleri, üst katın iç mekânın bütünlüğü zedelenmeden yerleştirilmesini olanaklı kılmıştır. Caminin 3 duvarında yer alan payandalara bağlı olarak biçimlenen üst katın, kıble duvarı ile ona yakın payanda arasında kalan ve ayrı girişleri olan özel bölümleri dışındaki kısmı, payanda içindeki geçitlerle birbirine bağlanmaktadır. Cami üç kenarı boyunca çevreleyen bu döşemenin yalnız ana giriş üzerindeki bölümü cami içine doğru bölümü bir çıkıntı ile genişletilmiştir.
Ayasofya’ya Kıyasla Selimiye Camisinin Yapısal Üstünlüğü
Edirne Selimiye Camii Ayasofya’nın büyük payanda duvarları, yarım kubbeleri, dışarıda vurgulanmış büyük askı kemerleri, kubbe boyutlarıyla boy ölçüşen öğelerdir. Oysa Selimiye’de bunların yarattığı etki görülmemektedir. Tromplu kubbenin altında sekizgenin vurgulanması bir estetiğin göstergesidir. Sinan, yapının içinde ve dışında payanda öğelerini bir mimarî mekân ve kütle kompozisyonunun estetik öğelerine dönüştürmüştür.
Namaz kılınan seviyede orta mekânı çardak ayaklarına çok yaklaşan duvarlar çevreler. Bunların arkasında yan cephe revakları yerleşmiştir. Caminin dört yan girişi bu revakların artındadır. Bu revakların üstündeki kat yine camii içine açılarak mekânı ikinci katta çevreleyen mahfillere dönüşür.