İhya Sanat

İhya Sanat

İhya Sanat

Minarelerin Sesi

Minarelerin sesi asırlardır milletimizin sesi olagelmiştir. Biz, o seslerin çağlayanlar gibi üzerimize döküldüğü bir dünyada doğup büyüdük. O altın seslerle güne başladık, onlarla gün boyu yaşadık, onlarla oturup kalktık ve hâlâ onlarla oturup kalkıyoruz. Aslında o sesler, günde beş defa bize, kim olduğumuzu ve nasıl bir konumda bulunduğumuzu hatırlatır; biz de onlarla derlenir-toparlanır ve varoluş gayemize, gerçek insanî ufka yöneliriz.

Bu semâvî çağrı bizim dünyamızda, gökten indiği andan itibaren hep kendi orijiniyle gürleyip durdu, asla susmadı ve onca münasebetsiz hırıltıya rağmen ona icabet de hiç mi hiç kesilmedi. Her şeyin künde künde üstüne devrildiği dar bir zaman diliminde, bir kısım alafranga düşüncelerin tesiriyle onda da muvakkaten bir alaturkalaşma oldu ise de, o hemen bütün zaman ve mekânlarda kendine has örgüsü ve şîvesiyle hep devam etti ve gelip bugünlere ulaştı. Bundan sonra da -inşaallah- "ebed müddet" böyle sürüp gidecektir.

İHYA, İHYA ETMEK

Diriltme, yeniden hayat kazandırma, canlandırma; uyandırma; güçlendirme, tazeleme, onarma; sevindirme; bir geceyi ibadetle geçirme; ölü bir araziyi ziraata elverişli hale getirme. Hayat canlılıktır, zıddı ise ölümdür.

Evrende yaratılan varlıkların bir kısmı cansız iken, başta insan olduğu halde bir kısım varlıklar da canlı varlıklar türündendir. İhya etmek ise, canlı türünden olan varlıklara hayat vermektir. Bu terim Allah hakkında hakiki manada, insanlar hakkında Mecazî manada kullanılır. Çünkü her canlıya canlılık veren sadece Allah'tır. Zâtı ile hayy (canlı) olan Yüce Allah'ın, yarattığı varlıkları ihya etmesi konusunda Kur'an'da bir çok ayetler zikredilmiştir. Bu ayetlerden bir kaçı:

Boş kiliseler camiye dönecek

Belçika'nın ikinci büyük kenti Anvers'te cemaati azaldığı için bakım onarım harcamalarını karşılayamayan kiliselerin camiye dönüştürülmesi ya da başka amaçlar için kullanılması planlanıyor.

Anvers'in kültür, turizm ve dini anıtlardan sorumlu Hıristiyan Demokrat Belediye Başkan Yardımcısı Philip Heylen, De Morgen gazetesine yaptığı açıklamada, kentteki 80 kilisenin önemli bir bölümünün cemaat sıkıntısı çektiğini ve bazılarının haftada sadece 20 kişiyi ağırladığını bildirdi.

Süleymaniye'de Ruhları Aydınlatan Süsler

Süleymaniye elbette sadece bir heybet, sadece bir mimarlik saheseri degildir. Içerideki süsleri ile de bir harikadir. Minber ve mihrap mermer oymaciliginin; vaiz kürsüsü ve abonoz kapilar tahta oymaciliginin en güzel örnekleridir. Askilar, billur kandiller, tunç samdanlar essiz güzelliktedir.

Caminin 138 penceresimden giren isik, ''Sarhos Ibrahim'' adiyla anilan ünlü sanatkarin döktügü renkli camlardan içeriye süzlüyor ve anlatilmiz bir sekilde insanlari büyülüyor.

Edebiyat, "Edebiyat Yapmaya" Gelmez

“Kitap okumuyoruz, halbuki Batılılar metroda bile kitap okuyor.” cümlesi “Amerikalı fezaya çıktı biz hâlâ nelerle uğraşıyoruz.” cümlesi kadar ağızlarda dolaşır hale geldi. “Okumamak”, büyüklerin yanında sere serpe yatmak gibi geleneksel olarak kınanacak bir akışa doğru sürükleniyor. Evlerdeki vitrinlerin üzerine kütüphaneler kuma olarak geliyor, mahallelerdeki bakkallar bu parlayan sektörü fark edip bisküvilerle gazozlarını kapı dışarı edip, kitap mağazaları açıyor. Yayın dünyası doğum kontrolünden vazgeçmiş gibi geçmişine inat sürekli yayınevi doğuruyor.

Tabii en mühim kısmı atlamayalım, yani yazarlarımızın sayısını, Türk parasının attığı sıfırları belli ki onlar gasp etmiş. Ne düşündüğünüzü biliyorum, isterseniz buraya da yazayım: “Ne yani siz bundan rahatsız mı oluyorsunuz?

Mevlid Gecesini İhya Ederken Çocukları Unutmamak Gerekir

Aslında Mevlid Kandili’ni ihyâ ederken ailenin sadece büyüğünü, yahut küçüğünü hesaba katmak yanlıştır.

Aile, beyi, hanımı, çocuğu ile bir bütündür.

Mevlid kelimesinde “doğum” mânası vardır.

Kandil kelimesinde de, belli günlerde yakılan aydınlık mânası bahis mevzuu.

İkisini bir araya getirip de Mevlid Kandili dediğimizde, Resûlüllah’ın doğum gecesinde minarelerde yakılan kandiller hâtıra gelmektedir.

Müslümanlar, her sene Rebiü’l-evvel ayının on ikinci gecesine giriş teşkil eden geceyi dinî merasimlerle ihyâ eder, farklı bir huzur ve neş’eyle tes’id etme titizliği gösterirler.

Sultanahmet Camisinin Yerinin Belirlenmesi

Genç Ahmet'in camine tabi olarak önce en uygun bir yer arandı. Devlet çok zengindi. Ve 17. yüzyıl başında hükümdarların bütün istedikleri finanse edilebiliyordu. Yani para ve altın derdi yoktu. Padişah çevresindekilerin kimilerinin aklına, tasarlanan cami için Rüstem Paşa Sarayının yeri geldi. Burası gerçekten, öteki ulu camilerin yerlerinde aranan bir şart olan yüksek ve havadardı. Aynı yükseklikte olan öbür selâtin camilerine eş değerdeydi. Padişahın, sarayında, yaslanarak oturur pozisyondayken bile görebileceği bir yerdeydi.

Batı Trakya'da minare yapımı engelleniyor

Batı Trakya’da Dedeağaç’a bağlı Hasanlar Köyü Camiine minare yapımı Yunan polisi tarafından durduruldu.

Batı Trakya Türk Azınlığı’nın yaşadığı bölgelerde Camilerin tamiri ve minaresi olmayan camilere minare yapılma çalışmaları uzun yıllar sonra başladı. Ancak Yunan yetkililerin minarelerin yapımı konusunda verilen izinlerin sadece 7,5 metre olması nedeniyle son günlerde bölgede sıkıntılar yaşanıyor.

Ezanlar Okunurken…

Lâubali hareketlerine devam ediyorlar. Dünya kelamı konuşmayı sürdürüyorlar. Yahya Kemal bir yazısında “Ezansız semtler”den bahsediyor; Frenk semtlerini birer birer sıralıyor, buralarda doğan ve kulakları ezan sesinden mahrum kalan gençlere acıyor. Onların bu ilâhi davetten mahrum halde yaşamalarına üzülüyor, ve şunları söylüyor:

“Ah büyük cedlerimiz, onlar da Galata ve Beyoğlu gibi Frenk semtlerine yerleşirlerdi. Fakat yerleştikleri mahallede Müslümanlığın nûru belirir, beş vakitte ezan işitilir; asmalı minare, gölgeli mescit peydah olur, sokak köşesinde bir türbenin kandili uyanır, hâsılı toprağın o köşesi imana gelirdi.”

Selimiye Camii ve Çağrışımlar

31.25 m çapındaki tek kubbesi Allah’ın tek olduğunu, pencerelerinin 5 kademeli oluşunun İslam’ın 5 şartını temsil ettiğini, 4 vaaz kürsüsünün 4 hak mezhebini işaret ettiğini, Selimiye Külliyesi‘ndeki toplam 32 kapının 32 farzı anlattığını, arka minarelerde 6 yolun olması imanın 6 şartını, 12 şerefesinin ise onikinci padişah tarafından yaptırıldığının ifadesidir.

Süleymaniye Camii

En büyük hükümdarin en büyük mimara yaptirdigi muhtesem eser; Süleymaniye, onu yaptiran hükümdar kadar muhtesem! Istanbul'un yedi tepesinden birinin yamacinda, o tepeyi asan bir dag gibi heybetli. Yalniz çevresine degil, bütün Istanbul'a hükmediyor. Bütün Istanbul'u kucakliyor.

Bugün Istanbul'da yükseklikleri Süleymaniye'yi asan binalar var. Hanlar, apartmanlar var. Ama bütün bunlar Süleymaniye'ye nispetle ne kadar silik. Ne kadar küçük! Çünkü Süleymaniye'nin ihtisami yalniz boyutlarinda degildir.

3 asırlık köye ilk minare yapılınca...

Aydın’ın Bozdoğan İlçesi’ne bağlı eski adıyla Hacılardamı yeni adıyla Madran Mahallesi, yerleşim birimi olduktan yaklaşık 3 asır sonra minareye kavuştu.

Aydın’ın Bozdoğan İlçesi’ne bağlı eski adıyla Hacılardamı yeni adıyla Madran Mahallesi, yerleşim birimi olduktan yaklaşık 3 asır sonra minareye kavuştu. Daha önceleri ibadetlerini mescitte yapan köylüler hayırsever Uşan Ailesi tarafından yaptırılan caminin minaresine gruplar halinde çıkıp çevreyi seyretti.

Neden Camiler Doluyken, Kiliselerse Boş?

Fransız Katolik cemaati, ülkede camilere sığmayıp sokaklara taşan Müslümanları ve boş kiliseleri tartışıyor.

Fransız Katolik cemaati, ülkede camilere sığmayıp sokaklara taşan Müslümanları ve boş kiliseleri tartışıyor. Müslümanların ibadetlerini Camilerde gerçekleştirmeleri nedeniyle dolup taşmalarına şaşıran Fransız rahipler, kiliselerin neden boş olduğu sorusuna cevap aramaya başladı.

Ezanın Kurtuluş Çağrısı

Felah, kurtuluş demektir. Kurtuluş kelimesi değişik çevrelerce farklı şekilde yorumlanır.

Bir fakirin âleminde bu kelime, başını sokacağı rahat bir yuva, karnını yetesiye doyuracağı kadar gıda ve örtüneceği bir elbise olarak canlanır. Kısacası, onun kurtuluştan anladığı, fakirlikten ve dilencilikten azat olmaktır.

Bir hastanın dünyasında, bu kelime, şifa ile eş anlamlıdır. Asker, bu kelimeyi terhis mânâsında anlar, talebe ise okulu bitirme olarak değerlendirir. Mazlumun dünyasında kurtuluş, zalimin ölümüdür.

Ramazan’ın Kıymeti

(Süreli bir yayında, belli günlerde yazı yazmanın güzelliği de, riski de vardır. Güzelliklerinden biri, aksi takdirde tenbelliğe meyledip yazmaktan kaçacak olan nefsin bağlanmasıdır. Risklerinden biri ise, hayat imtihanında--kâh minare başında, kâh kuyu dibinde--olan insanın aslında yazı için hiç de müsait bir durumda olmadığı halde kendisini yazmaya mecbur hissedip zoraki yazmasıdır. Yaklaşık iki haftadır uykusuz kalmama sebep olmuş uzun bir yazı çalışmasından dolayı yorgun düşmüş, üstelik yaşadığı hafif gribin halsizliğini üzerinde taşıyan biri olarak, işte öylesi bir durumdayım şu an. Öte yandan, bugün bu köşede bize ait bir yazı görmek isteyen gönül dostlarını, bugün için habersizce terketmek de istemedim. O yüzden, esasen karşı olduğum bir şeyi, helallik dileyerek yapıyor; daha önce yayınlanmış bulunan bir yazıyı ufak-tefek değişiklerle bir Ramazan ihzâriyesi olarak sunuyorum.)

Ramazan yaklaşırken Ramazan'a, Ramazan'ın son günlerine yaklaşıldığında ise Kadir Gecesine erişiyor olmanın heyecanını taşırız hepimiz. Her mü'min, Ramazan'ı da, Ramazan'ın içindeki bu büyük geceyi de gözüne uyku düşmeden geçirmek, o gecenin feyz ve bereketinden olabildiğince istifade ve istifaza temin etmek ister.

Top